Conflict Observatory projesine göre Ukrayna’da Rus güvenlik güçleri tarafından kurulmuş en az 21 filtreleme kampı bulunuyor. Çoğu “güvenilmezleri” ayıklamak için “filtreleme sürecinden” geçmeye zorlanan 117 görgü tanığıyla görüşen İnsan Hakları İzleme Örgütü, Rusya’nın bu tür eylemlerinin savaş yasalarının ciddi bir ihlali olduğu ve savaş suçu anlamına geldiği sonucuna vardı.

Birleşmiş Milletler’in insan haklarından sorumlu genel sekreter yardımcısı Ilze Brands Kehris, 7 Eylül’de BM Güvenlik Konseyi toplantısında, Rusya’nın geçici olarak işgal ettiği topraklarda Ukraynalılara yönelik filtreleme kamplarıyla ilgili çok sayıda ihlalden bahsetti. Rus tarafı iddiaları yalanlamaya çalışarak “Batı’nın ‘filtreleme’ olarak adlandırdığı şeyin aslında savaştan kaçan Ukraynalı mültecilere yönelik Rusya’nın yaptığı kayıt düzenlemeleri olduğunu” söyledi. Rus medyası da BM açıklamalarına yıldırım hızıyla tepki göstererek Rusya’ya yönelik bu tür varsayımların “akıl hastası bir kişinin saçmalıkları” olduğunu ve “Batı’nın Rusya’ya yönelik dezenformasyon kampanyasında yeni bir dönüm noktasının” başlangıcına işaret ettiğini yazdı.

Ekran Görüntüsü – gazeta.ru

Ancak Rusya’ya yöneltilen, Ukrayna’nın geçici olarak işgal ettiği topraklarda filtreleme tedbirleri uyguladığı, halkı zorla yerinden ettiği ve Rusya’da ebeveynsiz kalan Ukraynalı çocukları yasadışı olarak evlat edindiği suçlamaları Moskova’nın iddia ettiği gibi hiç de temelsiz değildir. Aksine, insan hakları örgütlerinin araştırmaları, Ukrayna ve Batılı özel servislerin istihbarat raporları, “filtreleme” sürecinden geçmiş kişilerle yapılan görüşmeler ve benzeri pek çok kaynak tarafından doğrulanmaktadır

Araştırmaya göre filtreleme sistemi, Ukraynalı sivillerin, savaş esirlerinin ve Rus işgali altındaki topraklarda bulunan diğer kişilerin kaydedildiği, sorgulandığı ve gözaltına alındığı fiziksel bir altyapıdır. Bu sistemin işgalden önceki haftalarda kurulduğuna ve muhtemelen Rusya’nın Nisan 2022’de Mariupol’u ele geçirmesinden sonra tüm vatandaşların filtrelenmesini sağlamak için genişletildiğine dair kanıtlar da var. Araştırmacılar, kayıt yerleri; yerinden edilmiş kişilerin sorgulanana kadar zorla alıkonulduğu tesisler; yeniden sorgulama merkezleri ve son olarak toplama kampları olmak üzere kampları dört kategoriye ayırıyor.

Yale Üniversitesi’nin Conflict Observatory projesine göre, Ağustos 2022 itibariyle Ukrayna’da en az 21 filtreleme kampı bulunuyordu. Üniversitenin analistleri veri toplamak için açık kaynaklarla (sosyal medyadaki haber ve görsel kaynakların yanı sıra bu kampların uydu görüntüleri ile) çalıştı.

Ukrayna Ombudsmanlık Ofisi tarafından daha önce açıklandığı üzere “filtrelemenin” amacı, insanların Rus işgal makamlarına bağlılıklarını kontrol etmek ve daha sonra güvenilmez olanları yok etmek için hayatta kalan nüfusun kaydını tutmak. Bu aynı zamanda işgalcilere devlet kurumları, kamu hizmetleri çalışanları, ATO/OSS (2014’te başlayan savaş) katılımcıları ve Ukraynalı aktivistlerin listelerini sağlayan işbirlikçilerin yardımıyla da dahil olmak üzere yapılmaktadır.

Ekran Görüntüsü – hub.conflictobservatory.org

Conflict Observatory İcra Direktörü Nathaniel Raymond Reuters’a yaptığı açıklamada böyle bir filtreleme sisteminin varlığının “insan hakları açısından acil bir durum” teşkil ettiğini söyledi.

Araştırma ekibinin raporunda, “İncelenen kurumlardan salıverilen kişilerin bildirdiği koşullar, uluslararası insani hukuk ve insan hakları hukuku kapsamında zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı olarak değerlendirilebilir. Bu koşullar arasında aşırı kalabalık, yeterli sanitasyona erişim eksikliği, yetersiz gıda ve temiz su, hava koşullarına maruz kalma, tıbbi bakımın reddedilmesi ve izolasyon kullanımı yer almaktadır. Serbest bırakılanların yaşadığı elektrik şoku, aşırı tecrit koşulları ve fiziksel istismar gibi özel durumlar da vardır. Bunun kullanımının kanıtlanması halinde işkence olarak değerlendirilebileceği” belirtilmiştir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 1 Eylül tarihinde “Başka seçeneğimiz yoktu.” Filtreleme ve Savaş Suçları, Ukraynalı Sivillerin Rusya’ya Zorla Götürülmesi” isimli araştırmayı yayınladı. Bu araştırma, çoğu sözde “filtreleme sürecinden” geçmeye zorlanan 117 görgü tanığı ile yapılan görüşmelere dayanmaktadır.

HRW raporu, Rusya Federasyonu’nun bu tür eylemlerinin savaş yasalarının ciddi bir ihlalini teşkil ettiğini ve savaş suçlarına eşdeğer olduğunu belirtmiştir. Rusya Federasyonu temsilcileri, başka seçenekleri olmadığını söyleyerek Ukrayna vatandaşlarını daha önce işgal edilmiş bölgelere sözde “DPR” ve “LPR “ye veya Rusya’ya taşınmaya zorlamak için baskı uyguladı. En fazla sayıda zorla yerinden edilen kişi Mariupol ve Harkiv bölgesi sakinleri arasındaydı. Dahası, pek çok Ukraynalı göç sırasında şiddetli çatışmaların yaşandığı bölgelerden, bombardımanlardan ve pek çok kez arandıkları ve sorgulandıkları Rus ordusunun kontrol noktalarından geçmek zorunda kaldı.

HRW analistleri, ölçeği ve sistematik yapısı itibariyle filtreleme sürecinin cezalandırıcı ve istismar edici olduğunu belirtmişlerdir. Rus yetkililer filtreleme sürecinde Ukrayna vatandaşlarının kişisel ve biyometrik verilerini topladı, tüm telefon verilerini kopyaladı ve kişisel yazışmaları ve sosyal medya hesaplarını inceledi. Kendi bağımsız soruşturmasını da yürüten Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), filtreleme sürecinde insanların bazen zorla çıplak bırakılarak üst aramasına tabi tutulduğunu, geçmişleri, aile bağları, siyasi görüşleri ve aidiyetleri hakkında ayrıntılı sorgulamalar yapıldığını; kadınların ve kız çocuklarının cinsel şiddet riski altında olduğunu doğruladı.

Eğer bir kişi filtreleme sürecini geçemezse (örneğin Ukrayna ordusu ile bağlantılı olma şüphesi, Ukrayna yanlısı veya Rusya karşıtı görüşler nedeniyle), sözde “DPR” topraklarına gönderilir. OHCHR, bu erkek ve kadınların işkence, kötü muamele ve zorla kaybetmelere maruz kaldıklarını belgelemiştir. O zamandan beri bu tür pek çok kişi hakkında bilgi alınamamıştır. 

HRW çalışanları, Rusya’ya götürülen bazı Ukraynalılarla da konuşmayı başardı. Bu kişiler, Ukrayna ordusu tarafından işlenen savaş suçlarına şahit olduklarını iddia ettikleri belgeleri imzalamalarının istendiğini söylediler.

Örgüt, HRW tarafından belgelenen Mariupol ve Harkiv Bölgesi’nden Rusya’ya gönderilen Ukrayna vatandaşlarına ilişkin vakaların çoğunun zorla yerinden edilme olduğunu vurguladı. Uluslararası insancıl hukuk, Rus tarafının sivilleri tek tek ya da topluca Rusya’ya tahliye etmeye zorlamasını yasaklamaktadır. HRW raporunda, “Yerinden edilmeye neden olan insani krizin kendisi işgalci devletin yasadışı faaliyetlerinin bir sonucu ise, sivillerin yerinden edilmesi insani gerekçelerle haklı veya meşru değildir” denildi.

Filtrelenen ve Rusya’ya zorla götürülen kişilerin kesin sayısı şu an için bilinmiyor. 20 Haziran’da Ukrayna Başbakan Yardımcısı Irına Vereşçuk, 240.000’i çocuk olmak üzere 1,2 milyon Ukrayna vatandaşının zorla Rusya’ya götürüldüğünü söyledi. HRW, gönüllü ya da zorla Rusya’ya nakledilen sivillerin toplam sayısının belirsizliğini koruduğunu, birçoğunun organize toplu göçlerin bir parçası olarak Rusya’ya gönderildiğini, bu kişilerden bazılarının bu yolla Ukrayna kontrolündeki topraklara gitmeyi planladığını, bu koşulların ve bu hareketlerin gerçekleştiği bağlamın onları yasadışı ve zorla kıldığını belirtmektedir.

BM Siyasi İşler Şefi Rosemary DiCarlo, 7 Eylül’de düzenlenen BM Güvenlik Konseyi toplantısında, Rusya tarafından organize edilen sınır dışı etme ve sözde “filtreleme kampları” ile ilgili ısrarlı raporların “son derece endişe verici” olduğunu söyledi. Rusya’ya, BM’nin Rus kontrolündeki askeri bölgelerde yaşayan Ukrayna vatandaşlarına erişim izni vermesi çağrısında bulundu. Rosemary DiCarlo ayrıca, “Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Ukrayna’daki BM İnsan Hakları İzleme Misyonu, devam eden savaşla bağlantılı olarak gözaltına alınan tüm kişilere engelsiz erişim hakkına sahip olması gerektiğini vurguladı.

StopFake daha önce de Kremlin ajitasyon ve propagandasının Ukrayna’dan gelen mültecilerin “Kyiv rejiminden” korktukları için gönüllü olarak Rusya’ya gittikleri yönündeki gerçek dışı haberlerini çürütmüştü.

Daha fazla içerik için StopFake web sitesini ve Twitter, Instagram sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.