Amerika’nın Sesi  için Vladimir Vladimirov

Toplumda savaşa verilen destek azalıyor. Bunlar “Meduza” adlı basın tarafından yayınlanan ve Rusya Federal Güvenlik Servisi (Rusya FSO) tarafından yürütülen kapalı bir kamuoyu yoklamasının sonuçları. Ankete göre, Rusların yaklaşık %55’i Kasım ayında Ukrayna ile barış müzakerelerinden ve sadece %25’i savaşın devam etmesinden yana oldu. Ancak Temmuz’da durum tam tersiydi (nüfusun %57’si savaşın devam etmesini,%32’si de müzakere yapılmasını istemişti).

Bu sonuçlara güvenilebilir mi? Levada Center’ın Ekim ayındaki araştırmasında da benzer rakamlar kaydedilmişti: Yanıt verenlerin %57’si barış görüşmelerinden yanaydı, %27’si karşıydı.

Rus servisi “Amerika’nın Sesi”, “Levada Center” bilim direktörü felsefe doktoru Lev Hudkov’un durumu hakkında yorum istedi.

Viktor Vladimirov: Federal Koruma Servisi araştırması hakkında ne düşünüyorsunuz, bu bir hayal gazeteciliği değil mi?

Lev Hudkov: Onlar hakkında kesin bir  yorumda bulunmayacağım. Çünkü ne metodoloji, ne örneklem, ne anketin nasıl yapıldığı vs yayınlanmıyor. Burada beklenmedik bir dönüş mümkündür. Bunlar yetkililerin bazı tercihlerini ortadan kaldırmak için şantaj ve, üstlere baskı amaçlı, özel servislerin bazı oyunlarıdır. KGB(Sovyetler Birliği’nin istihbarat ve gizli servisidir), Sovyet döneminde böyle davrandı. Parti seçkinlerini Batı propagandasının yayılması ve gençler arasında yükselen Sovyet karşıtı duyarlılıkla korkuttu. Bu açıklamalar altında, özel servis Kremlin’in çantasından ustaca para arakladı.

Ve “FKS anketinin” sonuçlarının verilerinizle nasıl bir ilişkisi var?

LG: Veriler çok benzer. Ekim ayında “savaş destekçileri” nin ve barış müzakerelerinden yana olanların oranı %36’ya %57 idi.Çatışmaları durdurma ve barış müzakerelerini başlatma isteği bir buçuk kattan fazla galip geldi.

Kasım ayında bu rakam bir miktar geriledi. Savaşın “taraftarlarının oranı” %41’e yükseldi, ancak yine de çoğunluk (%53) rakiplerinin gerisinde kaldı. Ayrıca, bu süreç çok istikrarlıdır. Ağustos ayından itibaren genel resim gözle görülür şekilde değişti. Ağustos ayında, savaşın destekçileri galip geldi.

TELEVİZYONDAN VE SANAL ALEMDEN YAYILAN SAVAŞ HABERLERİ HERKESİ ETKİLEMEYE BAŞLADI – SADECE ORDUYA ÇAĞRILANLARI DEĞİL, ONLARIN EBEVEYNLERİ VE AKRABALARINI DA

Dinamikleri etkileyen ana faktör, elbette, durumun televizyondan ve sanal alemden yayılan savaş haberleri herkesi – sadece askere alınanları değil, aynı zamanda ebeveynleri ve akrabalarını da – etkileyen seferberliktir. Kısmi seferberliğin tek seferliğe mahsus olması ile ilgili yetkililerin söylediklerine çok az insan inanıyor. Verilerimize göre, ankete katılanların% 66’sı, cephedeki boşalan yerleri doldurmak, Rus ordusunun açık bir yenilgisinden kaçınmaya çalışmak veya en azından işgal altındaki topraklardan sınır dışı edilmesini yavaşlatmak için insanların sürekli olarak savaşa alınacağına inanıyor. Ve Kremlin herhangi bir mucize silah bulamadığından, her zaman olduğu gibi, askerleri yem olarak kullanacak. Ve insanlar bunu çok iyi öğrendiler.

Birçoğunun öngördüğü bir sonraki seferberlik dalgasının mevcut eğilimlerin daha da güçlenmesine yol açacağını varsayabilir miyiz?

LG: Sanırım öyledir. En azından savaşı devam ettirme isteksizliği devam edecek.Yıldırım harbi, başlangıçta programlandığı şekliyle kronik hale geldi ve insanlar bunun sonunu göremiyor. Bu çok korkutucu, özellikle yaşam standardı ve gelirler düştüğü, enflasyon arttığı, işsizlik tehdidi olduğu ve sevdiklerini ve akrabalarını kaybetme korkusu olduğu için. Bütün bunlar ortak bir noktada (savaş karşıtlığı) birleşiyor.

Ancak insanların birdenbire öz farkındalığını uyandırdıkları gerçeğinden, içlerinde bir yurttaşlık duygusunun gelişmesinden bahsedebilir miyiz?

Rus yetkililerin Ukrayna’da yaptıklarına karşı herhangi bir his oluşmadığı için, Ukrayna’ya sempati duyulmuyor. Genel olarak sadece %10’da kendini gösteriyor. Çoğunluk, kendi iyilikleri ve sevdiklerinin güvenliği için korkuyor, bu yüzden gelecek için endişelenmeye başlıyorlar. Ne hukuk bilincinin ne de ahlaki ilkelerin bununla hiçbir ilgisi yoktur. Aksine, bencil çıkarlar olarak adlandırılabilecek şeyler tezahür eder.

Cephedeki iç karartıcı durum, birçok kişinin askeri harekatın başarısına olan inancını kaybetmesini etkiledi mi?

Evet ve bu çok önemli. Doğru bilgi, sansüre ve bağımsız medya sitelerinin büyük çapta engellenmesine rağmen hâlâ bir şekilde insanlara ulaşıyor. Engellemeleri nasıl aşacaklarını öğrenmede gittikçe daha iyi hale geliyorlar.

Düşmanlıklar sırasında alternatif bilgi kanallarının kullanıcı sayısı üçe katlandı: %7-8’den %20’nin üzerine çıktı. Ayrıca çok önemli bir faktör, devlet kanallarındaki propagandanın tonunun değişmesidir. Yaklaşan Lahey fikri, mahkeme, Rusya’nın [bazı Avrupa ülkelerinin parlamentoları tarafından] bir terörist devlet, bir suç devleti olarak ilan edilmesi, gerçekten televizyonda konuşan kafaları, Kremlin televizyonlarında biraz farklı konuşmaları konusunda değiştirmek durumunda kalıyor.

Savaş propagandası yapmak, kin ve düşmanlığı körüklemek için sözlerinin hesabını vereceklerini anlamaya başlamışlar gibi görünüyor. Dolayısıyla tavırları ve agresif tonları bunu bize gösteriyor. Ve sürekli televizyon izleyen ve satır aralarını okuyabilen nüfusun daha muhafazakar kesimi için, böyle bir ton değişikliği endişe verici bir sinyaldir. Buradan yetkililere iddialar ortaya çıkıyor – insancıl nitelikte değil, seferberliğe eşlik eden karmaşa ile komutanın yetersizliğinin bir sonucu olarak cephelerdeki ağır kayıplar endişe veriyor. İnsanlar sorumluların cezalandırılmasını talep ediyor. Bütün bunlar elbette savaşa karşı tavrı değiştiriyor. Büyük güç efsanesi ve ordunun gücü çöküyor…

Amerika’nın Sesi  için Vladimir Vladimirov