Kırım Realiyi için Ksenia Kirilova
Jamestown Vakfına göre, Rus elitleri, Ukrayna’ya karşı bir zafer kazanmadan Rusya’nın geleceğinin olmayacağını iddia ediyorlar. Ancak Ukrayna askeri kuvvetlerinin başarısının Rusya için bu hayali zafer imajı da değişmeye başladı.
Ukrayna birlikleri yavaş yavaş ve çatışarak da olsa giderek daha fazla yerleşim yerini geri alıyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri (USK) 12 Haziran’da Blahodatne, Nenudne ve Makarivka köylerinin Ukrayna kontrolüne geçtiğini duyurdu. Bu gelişmeler karşısında Rus propaganda sözcüsü Margarita Simonyan beklenmedik bir şekilde “akan kanın hemen şimdi durdurulmasını”, çatışmaların dondurulmasını ve “tartışmalı” bölgelerde referandum yapılması gerektiğini önerdi.
Rus toplumunu müzakerelere hazırlamaya çalışan tek kişi RT başkanı değildi. Şubat ayında, sözde “Donetsk Halk Cumhuriyeti” (DNR) Rosgvardiya Dairesi Başkan Yardımcısı Aleksandr Khodakovsky, Ukrayna ile müzakereleri “çatışmanın tek olası sonucu” olarak nitelendirdi. Yevgeny Prigozhin üstü kapalı ifadeleri kullanıp savaşın sona erdirilmesi gerektiğine dair bazı ipuçları verdi.
Uzmanlar, bu söylentilerin olası bir müzakere ile ilgili kararın testi ve kamuoyunun buna vereceği tepkiyi ölçmeyi hedefleyen bir karar olduğu tahmin etmektedir. Eğer hedef buysa, en azından bu hedefin suya düştüğünü söyleyebiliriz. “Z-vatanseverler”in son derece olumsuz tepkisi bir yana, barış görüşmelerini destekleyenlerin oranı “sıradan” Ruslar arasında bile azaldı. Levada-Centre verilerine göre, Mayıs ayında bu oran, “özel harekatın” devam etmesini destekleyenlerin oranına göre biraz daha düşüktü. Öte yandan Ukrayna yönetimi bir kez daha müzakerelerin başlaması için tek koşul olarak Rus birliklerinin işgal ettiği topraklardan çekilmesini gösteriyor.
Bu çerçevede, müzakerelere dair söylentileri en üst düzey makamları resmi olarak yalanladılar. Kremlin basın sözcüsü Dmitri Peskov, şu anda “Ukrayna ile müzakerelerin planlanması için hiçbir ön şartın bulunmadığını” söyledi. Bunun üzerine Rus elitleri, Rusya’nın savaşı kazanması gerektiği tezi etrafında birleşmeye başladı.
Aynı zamanda, zaferin ‘özel harekatın’ kabul edilebilir tek sonucu olduğuna dair herkes tarafından beyan edilen ortak anlatılara rağmen, bu zaferin hedeflerinin farklı elit gruplar arasında farklılık gösterdiği de dikkat çekmektedir. Örneğin, Rusya’nın elitlerinin geleneksel olarak “liberal” kesimi hala Batı’daki bazı güçlerle diyaloğun sürdürülmesi gerektiğinde ısrar ediyor ve dışarıdan propaganda ana akımını takip etmeye zorlansalar da böyle bir diyaloğu açıkça istiyorlar.
Örneğin, Başbakan Birinci Yardımcısı Andrei Belousov, Rusya’nın “Avrupa Hıristiyan medeniyetinin” koruyucusu olabileceğini ve bu nedenle Batılı “elitler ve geleneksel değerlerle ilişkili sosyal tabakalarla” bağlarını sürdürmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ancak bu Rus seçkinler grubu bile “Ukrayna’da zafer kazanılmadan Rusya’nın Batı ile herhangi bir ilişkisi olmayacağını” belirtmek zorunda kalıyor. Carnegie Moskova Merkezi’nin eski başkanı Dmitry Trenin de tam olarak bu konuda ısrar ediyor ve Rusya’nın ancak savaşta “stratejik bir başarı” elde ettikten sonra “Batı’daki tek muktedir güç olan ABD ile kendisi için kabul edilebilir şartlarda müzakere edebileceğini” iddia ediyor.
Aynı zamanda radikal yurtsever grupların temsilcileri sadece Batı ile müzakerelere karşı değil, Ukrayna ile olan çatışmanın “durdurulmasına” karşı da uyarıda bulunuyor ve bunun “Rus devletinin çöküşü” anlamına geleceğini savunuyor. Onlara göre bu durumda Rusya, ekonomisini askeri bir temele oturtmayacak, Batılı ülkeler ise “Ukrayna ordusunu yeniden silahlandıracak, savunma işletmelerini tam kapasiteye çıkaracak ve Moskova üzerindeki ekonomik baskıyı arttıracaklardır”. Onlara göre böyle bir durum, “beşinci kolun” hatasıyla Rusya’nın yakın bir yenilgiye uğramasına yol açacaktır.
İddia edilen zaferin imajı farklı elit gruplar arasında da farklılık göstermektedir. Örneğin Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, Ukrayna’nın Batı bölgelerinin AB’ye, geri kalanının ise Rusya’ya bırakılacağı bir bölünmeyi en çok tercih edilen senaryo olarak tanımladı. Eski Rusya Devlet Başkanı bu seçeneği Üçüncü Dünya Savaşından kaçınmanın tek yolu olarak nitelendirdi. Görünüşe göre Medvedev’in tehditlerini güçlendirmek isteyen dini vaizler, Rusya’nın Ukrayna üzerinde tam bir zafer kazanmaması halinde “Tanrı’nın bu dünyayı“ ve insanlık tarihini elinde tutmaktan vazgeçeceğini söylüyorlar.
Bu arka plan karşısında, Rus askeri analistlerin sunduğu zafer imajı çok daha mütevazı görünüyor. Örneğin Voyennoye Obozreniye (Askeri Değerlendirme) adlı internet sitesinde yayınlanan bir makalenin yazarları, Rusya’nın yenilgisinden ziyade “sınırlı bir zafere” izin vermesinin Batı için daha faydalı olacağını kanıtlamaya çalışıyor. “Sınırlı bir zafer”, Moskova’nın Kırım ve Donbas’ta kontrolünü sürdürmesini kastediyorlar.
Yazarlar aynı zamanda, liderin kişiliği kültüne, polis aygıtına ve devletin kamusal yaşamdaki öncü rolüne rağmen, ülkede “ulus kültü” olmadığı için bugün Rusya’da faşizmin var olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar. Aynı zamanda, Rusya’yı 1918’deki Almanya ile kıyaslıyorlar ve Batı’yı, savaşta yenilgi halinde Rusya’da bu sefer tüm özellikleriyle faşizmin kesinlikle ortaya çıkacağı gerçeğiyle tehdit etmeye çalışıyorlar.
Bu argümanların tüm komedisine rağmen, ordu da dahil olmak üzere bazı elitlerin çatışmayı “dondurmak” ya da en azından geçici bir ateşkese varmak istedikleri açıktır. Ancak durum sadece sertlik yanlısı ‘vatanseverlerin’ tutumuyla değil, aynı zamanda Ukrayna’nın işgal altındaki tüm bölgeler kurtarılana kadar Rus topraklarına saldırmaktan vazgeçmeyeceği gerçeğiyle de karmaşık bir hal alıyor.
Vladimir Putin’in reytinginin büyük ölçüde ülkenin ana savunucusu olarak imajı tarafından belirlendiğini anlamak önemlidir. Bunun için de bir yandan dış tehdit algısını sürdürmesi, diğer yandan da bu tehdit ile yüzleşebileceğini vurgulaması gerekiyor. Hayali bir tehdide karşı bile olsa böyle bir yüzleşmenin olmaması şimdiden reytinglerde düşüşe yol açtı ve Kremlin’in zafer ihtimali olmasa bile savaşı sürdürmeye zorladı.
Kırım Realiyi için Ksenia Kirilova
Makale Jamestown Vakfı‘nın izniyle yeniden basılmıştır
Prigozhin’in isyanı Rus propagandasını şaşırttı
Fake: NATO’ya göre 2023’de Ukrayna’da savaş bitmeyecek
Daha fazla içerik için StopFake web sitesini ve Twitter, Instagram sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.