IAEA, Birleşmiş Milletler Çevre Ajansı, AB Komisyonu Sağlık ve Çevresel Riskler Bilimsel Komitesi gibi çok sayıda uluslararası kuruluş, yaptıkları çalışmalarda zayıflatılmış uranyum radyasyonuna maruz kalmayla ilişkili klinik olarak önemli bir anormallik bulunmadığı sonucuna varmıştır. Ayrıca, zayıflatılmış uranyum mühimmatının kullanıldığı askeri harekatların gazilerinde de herhangi bir özel sağlık sorunu tespit edilmemiştir.
Bazı Rus internet siteleri Abrams ve Leopard 2 tanklarının Ukraynalıların sağlığını tehdit ettiği iddiasını yaydı. Bu haber, Askeri Bilimler Doktoru Konstantin Sivkov tarafından Rus yayın kurumu RIA Novosti‘ye bildirildi. “Batılı Abrams ve Leopard 2 tanklarının Kyiv’e tedarik edilmesi sadece askeri bir tırmanma eylemi değil, aynı zamanda bu tankların kullandığı zayıflatılmış uranyum mermileri nedeniyle sivillerin sağlığı için de bir tehdit oluşturuyor: bu mermiler bölgeyi kirletiyor ve kanser salgınlarına neden oluyor. (…) Şunu açıkça ifade etmek gerekir: Amerikan, İngiliz, Fransız ve Alman bu tanklar, Amerikan ve Alman piyade savaş araçları (IFV’ler) gibi zayıflatılmış uranyum çekirdekli zırh delici alt kalibre mermilerle donatılmıştır. Bu tür mermilerin Rusya topraklarında kullanılması kirli nükleer silahların kullanılması olarak değerlendirilmelidir,” diye vurguladı Sivkov. Ayrıca Sivkov’a göre bu konu diplomatik kanallar aracılığıyla gündeme getirilmeli ve bu tür mermilerin tedariki ve kullanımı “Rusya Federasyonu topraklarına yönelik bir nükleer saldırı eylemi olarak görülmelidir”.
Aslında, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Birleşmiş Milletler Çevre Ajansı (Unep) ve AB Komisyonu Sağlık ve Çevresel Riskler Bilimsel Komitesi (SCHER) gibi birçok uluslararası kuruluş, yaptıkları çalışmalarda, zayıflatılmış uranyumun (ZU) potansiyel yayılımından kaynaklanan çevresel ve sağlık risklerine dair herhangi bir kanıt bulunmadığı genel sonucuna varmıştır. Seyreltilmiş uranyumdan kaynaklanan radyasyon maruziyeti doğal radyasyona kıyasla çok düşüktür. Ayrıca Ukrayna, Rusya Federasyonu topraklarında savaş operasyonları yürütme niyetinde olmadığını, sadece işgal altındaki tüm topraklarını kurtaracağını defalarca ifade etmiştir.
Ayrıca, BM raporuna göre, Birleşmiş Milletler Atomik Radyasyonun Etkileri Bilimsel Komitesi, zayıflatılmış uranyum da dahil olmak üzere uranyumun solunması veya yutulmasının etkileri ve bunun sonucunda ortaya çıkan iç yaralanmalarla ilgili bilimsel çalışmalardaki en son bilgileri ayrıntılı olarak incelemeye devam etmektedir. “Komite, radyoaktif zayıflatılmış uranyuma maruz kalma ile ilişkili klinik olarak önemli bir anormallik bulunmadığı sonucuna varmıştır.”
Birleşmiş Milletler web sitesinde “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) dahil olduğu çalışmalara göre, ilgili mühimmatların kullanımından kaynaklanan küçük parçacıklar halindeki zayıflatılmış uranyum ile toprakların yerel olarak kirlenmesinin halk ve çevre üzerinde yarattığı radyolojik risk önemli değildir.
Bununla birlikte, zayıflatılmış uranyum içeren parçaların veya mühimmatın tamamının bulunduğu yerlerde, radyasyon yoluyla bu parçalarla veya mühimmatla doğrudan temas eden bireyler için potansiyel bir risk vardır. Bu tür bir temastan kaynaklanan risk, ulusal makamlar tarafından bu tür parçaların toplanması, depolanması ve bertaraf edilmesi için basit önlemler alınması halinde azaltılabilir,” diye belirlenmiştir.
BM ayrıca, bilimsel bulgulara rağmen, çatışma sonrası durumlarda zayıflatılmış uranyum içeren kalıntıların varlığının yerel halk için daha fazla endişe kaynağı olabileceğini vurgulamaktadır. Bununla birlikte, IAEA tarafından UNEP ve WHO ile işbirliği içinde yürütülen radyolojik değerlendirmelerin sonuçları halka bazı güvenceler sağlamaktadır.
Buna ek olarak, seyreltilmiş uranyum mühimmatı çeşitli askeri çatışmalarda toplu olarak kullanılmıştır. Alman Die Welt gazetesi “1991’deki ikinci Körfez Savaşı’nda ABD ve İngiltere, Saddam Hüseyin’in işgalci ordusunu yenmek için büyük miktarlarda zayıflatılmış uranyum mühimmatı kullandı. BM Çevre Programı Unep’e göre, o zamanlarda 300 ton kadar seyreltilmiş uranyum kullanıldı ve bunların önemli bir kısmı Suudi Arabistan, Kuveyt ve Irak arasındaki çöl kumlarında kaldı,” diye yazdı. Zayıflatılmış uranyum mühimmatları Balkanlar’daki savaşlarda ve 2003 yılında Saddam Hüseyin’in düşmesine yol açan üçüncü Körfez Savaşı’nda da kullanıldı.
Die Welt’in haberine göre “Her üç çatışmadan sonra da bilim adamları askerleri seyreltilmiş uranyumun olası etkilerine karşı inceledi. İkinci Körfez Savaşı gazileri arasında, uranyum ve Körfez Savaşı Sendromu arasında uzun süredir var olduğu iddia edilen bağlantı doğrulanmadı ve çeşitli kanser türlerine yakalananların sayısında belirgin bir artış görülmedi.”
Ayrıca, 2000 yılında İtalyan ordusu, Balkanlar’daki İtalyan gaziler arasında çeşitli kanser türlerinde artış olduğuna dair raporlar nedeniyle de alarma geçti. Özellikle lenf bezlerinin kötü huylu bir kanseri olan Hodgkin lenfoma vakalarının iki katına çıkması dikkat çekiciydi. Roma’daki Ordu Tıbbi Araştırma Merkezi, Bosna ve Kosova’ya barış gücü olarak gönderilen askerleri incelemiş, ancak araştırma merkezindeki doktorlar 2011 yılında fark edilebilir bir bağlantının kanıtlanamadığını bildirmiştir. Hodgkin hastalığı vakalarının 2000 yılında çarpıcı bir şekilde iki katına çıkması sonraki yıllarda tekrarlanmadığı için araştırmacılar bunu ‘muhtemel bir tesadüf’ olarak sınıflandırdı.
Zayıflatılmış uranyum (ZU), uranyum zenginleştirmenin önemli bir yan ürünü olan bir metaldir. Uranyumun yüksek radyoaktif izotoplarının çoğu nükleer yakıt veya nükleer silah olarak kullanılmak üzere atıldıktan sonra geriye kalan maddedir. Kurşunun yaklaşık iki katı olan yüksek yoğunluğu nedeniyle ZU zırh delici mühimmatlarda kullanılır. Ayrıca tank gibi askeri araçların zırh gücünü arttırmak için de kullanılabilir.
Bu şekilde Rus medyası bir kez daha Batılı ülkelerden gelen askeri yardımın “zararları” hakkında bir sahtekarlık yaydı ve bunu Ukrayna vatandaşlarının sağlığı ve yaşamları için sözde uyanan endişeleriyle açıkladı. StopFake, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşla ilgili bu tür fake’leri “Manipülasyon: Zelenskiy “Batı tankları tedarik ederek durumu tersine çevirmenin imkansızlığını kabul ediyor” gibi haberleriyle ifşa etmeye devam ediyor.
Daha fazla içerik için StopFake web sitesini ve Twitter, Instagram sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.